İstiklâl Marşı'nın Kabulü ve M.Akif ERSOY'u Anma Günü (12 Mart)
Kurtuluş Savaşı'nın başladığı yıllarda, cephedeki
askerlerimizi coşturacak, onların morallerini yükseltip ulusal duygularını
güçlendirecek bir ulusal marşın hazırlanması düşüncesi, Genelkurmay Başkanı
Albay İsmet İnönü tarafından ortaya atıldı. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı
ödüllü bir yarışma açtı ve durumu tüm yurda duyurdu. Yarışmaya 724 şiir katıldı.
Değerlendirme komisyonu şiirlerin tamamını inceledikten sonra altı tane şiir,
ulusal marş olmaya uygun görülüp ayrıldı. Ancak yapılan değerlendirmede bu altı
şiirin de ulusal marş olma niteliği taşımadığı sonucuna varıldı. Zamanın Millî
Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, ulusal marşı Mehmet Akif Ersoy'un
yazmasını istiyordu. Oysa Mehmet Akif, ucunda para ödülü olduğu için yarışmaya
katılmamıştı. Ulusal marş niteliği taşıyan bir şiirin bulunamaması üzerine
dostları devreye sokularak Mehmet Akif ikna edilmeye çalışıldı. Sonunda para
ödülünün kaldırıldığı konusunda güvence verilince Mehmet Akif, marşı yazmayı
kabul etti. Daha önce ayrılan altı şiirle Mehmet Akif'in yazdığı şiir arasında
yapılan değerlendirmede Akif'in şiiri birinci oldu. İstiklâl Marşı
Mehmet Akif, doğrusunu söylemek gerekirse İstiklâl Marşı' mızı yazabilecek tek
değilse bile en ideal insandı. Şiiri toplum için ve bir dava adına yazan, ama
şiiri şiir yapan özelliklerden feragat etmeyen, Türkçe'nin bütün nüanslarını ve
imkanlarını ustalıkla kullanan, çağının tanığı ve vicdanı olan bir şairden daha
iyi kim yazabilirdi böyle bir marşı? Akif' in şiir anlayışı ve şiir gücü kadar
ancak bir sosyologda bulunabilecek bütünü ve ayrıntıları yakalayabilen gözlem
gücü İstiklâl Marşını bu denli etkili bir milli mutabakat metni haline getiren
en önemli belgedir. İstiklâl Marşı' nın şairi olarak Mehmet Akif 'in bir başka
önemli özelliği de sarsılmaz bir iman ve dava adamı olduğu kadar tam bir erdem
kahramanı olmasıdır. Türk Şiiri'nde bu kadar kendi kendisi olabilen, yüksek
ahlâk sahibi, mütevazi ve ilkeli, entelektüel kapasitesi son derece yüksek,
yaşadığı dünyanın farkında bir başka şair zor bulunur. Akif aynı zamanda bir
Milli Mücadele kahramanıdır. Akif, Milli Mücadeleye katılmak için uzun ve
tehlikeli bir yolculuktan sonra Ankara'ya gelir. Yüreğindeki iman ve umudu cami
kürsülerinden, eşraf ziyaretlerine kadar, sohbet, vaaz, davet, düzyazı ve şiirle
haykırır. Milli Dünyada İstiklâl Marşı yazan şairler içinde; - hem milletinin
var olma mücadelesine katılmış bir kahraman, hem milletinin dilini bu kadar iyi
kullanan bir yazar hem büyük bir entelektüel, çağının tanığı ve vicdanı olan bir
aydın, hem toplumunun değerlerini ve kişisel ahlakını sağlam bir ilkelilikle
kendi şahsında bütünlemiş bir ahlak adamı, hem İstiklâl Marşını arzu ve talep
eden Meclisin üyesi bir milletvekili hem de İstiklâl Marşı'nı yazmadan önce de
ülkesinin büyük bir şairi olarak tanınan ve bütün bu özellikleri kendi şahsında
toplamış başka biri yoktur.
Mehmet Akif ERSOY'un Hayatı ve Eserleri
Marşın Bestelenmesi: İstiklâl Marşı, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nin milli marşıdır. Sözleri Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan
İstiklâl Marşı, 12 Mart 1921'de resmen milli marş olarak kabul edildi. 1924
yılında Ali Rıfat Çağatay'ın bestesi kabul edildi. 1930 yılına kadar kullanılan
bu beste, bu tarihte Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi olan Osman Zeki Üngör'ün
bestesi ile değiştirildi. Marşın armonik düzenlemesi Edgar Manas, bando
düzenlemesi ise İhsan Servet Künçer tarafından yapıldı. Günümüzde de aynı beste
kullanılmaktadır. İstiklal Marşı'nın yalnızca ilk iki kıtası bestelenmiştir.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım,
Her cerihamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerret gibi yerden naşım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl
Mehmet Akif ERSOY
Mehmet Akif Ersoy Sunusu İndir
İstiklal Marşımız Sunusu İndir
Bu Konu İle İlgili Diğer Sayfalar
Çok Oynanan Oyunlar