Girişimcilik Haftası (Mart
ayının ilk haftası)
Girişimcilik Haftası Mart ayının
ilk haftası kutlanır.
Girişimcilik Haftasının amacı;
İş Dünyası ve işadamlarını
topluma daha yakından tanıtmak
ve özellikle gençleri
girişimciliğe özendirmek ve
ülkemizin ihtiyacı olan
sürdürülebilir bir ekonomik
büyüme sürecinde iş kurma
kabiliyetine sahip girişimcilere
her zamankinden daha fazla
ihtiyaç olduğunun farkında
olarak, girişimciliğin
yenilikçilik – yaratıcılık
performansını daha çok öne
çıkarmak ve bu sürece katkıda
bulunmaktır.
Yapılan
bir araştırmaya göre
Avrupalıların yarısı,
Amerikalıların ise yüzde 60’ı
kendi işine sahip olmayı
yeğliyor. AB toplumlarında
herkes Avrupalıların daha
girişimci bir yapıyı özümsemesi
konusunda hemfikir. Buna karşın
Avrupalıların çoğu kendi
işlerine sahip olmayı fazla
riskli görüyor. Oysa
Avrupalıların riskleri almaya
istekli olmaya ve yükselen iş
fırsatlarını değerlendirmeye
fazlasıyla ihtiyacı var.
Avrupalı eksperlerin görüşüne
göre bu soruna çözüm
girişimciliği ilköğretimden
itibaren gençlere yavaş yavaş
aşılamaktan geçiyor.
Gerçekten ilköğretim ve
ortaöğretim öğrencileri ticari
bir girişimi başlatabilir ve
başarılı olabilirler mi? AB
ülkelerinde okullarda giderek
uygulamaya konulan çok sayıda
programın ortaya koyduğu
sonuçlara göre bu sorunun cevabı
“evet” çıkıyor.
İLK VE ORTA ÖĞRETİMDE
GİRİŞİMCİLİK DEĞERLERİ
Avrupalıların daha fazla
girişimciliğe nasıl
özendirileceği giderek
tartışılan ve üzerinde
programlar üretilen bir konu
haline geliyor. Bürokrasinin
azaltılmasından, firma kuruluş
masraflarının düşürülmesinden,
düzenleyici yüklerin
azaltılmasından ve yeni
girişimcilerin yaptığı mali
hataların hoş görülmesine kadar
bir dizi fikir tartışılıyor.
Bütün bu fikirlerin odaklandığı
noktayı ise, “girişimciliği
erken kavrayan ve benimseyen
yeni bir nesil yaratmak”
şeklinde özetlemek mümkün.
Bu ortamın ilk yeşertilmesi
gereken platformların ise
okullar olduğu gerçeği
uzmanlarca Avrupalıların önüne
konuluyor. Eğer girişimcilik
değerleri okullarda
öğretilebilir ise Avrupa, derece
derece girişimciliği ön plana
alan ve bunun mükemmel bir iş
olduğunu kavrayan yeni bir nesil
yaratabilir. Gerçekten bu mümkün
müdür? Yirmi yıl önce okullar
için bu tür fikirlerin
tartışılma şansı yoktu ;
“ticareti okullara sokmanın çok
tehlikeli olduğu”
savunuluyordu.. Geleneksel
olarak okullar iş dünyasına
karşı ihtiyatlı yaklaşıyor ve
ticari değerlerin faaliyetleri
içine alınmasını isteksiz
davranıyordu. Küreselleşmenin
önlenemez yükselişi, fikirlerin
hızla değişmesine neden oldu.
Artık Avrupa’da okulların çoğu
yerel iş dünyası ile iyi
ilişkiler geliştirmenin
yollarını araştırıyor.
JA-YE ve EUPOPEN
ORGANİZASYONLARI
Avrupa Komisyonu son yıllarda
okullarda girişimcilik eğitimi
ve deneyimi için dizayn edilen
çok sayıda projeye sponsor oldu.
Bu projeler, okullarda
girişimcilik öğretisinin
değerini vurguluyor ve
öğrenciler tarafından yönetilen
küçük şirketlerin kurulmasını
öngörüyor, Programlar eğitim
sisteminin kendisi tarafından
değil daha ziyade okul dışı
organizasyonlar tarafından
yürütülmekte. Bu
organizasyonlardan ikisi ön
plana çıkıyor; Junior
Achievement Young Enterprise (
JA-YE) ve EUROPEN. JA-YE, 5 ila
22 yaş grupları arasındaki
öğrencilere yönelik şirketleşme,
ekonomik terimler ve
girişimcilik üzerine faaliyet
gösteren bir Avrupa organizasyon
ağı. 2005’de JA-YE’ ye 24
ülkenin ortaöğretim
kurumlarından yeni katılımlar
oldu. JA-YE’nin 25 ülkede 10 bin
öğrenci üzerinde yaptığı bir
incelemeye göre katılanların
yüzde 63’ü hayatının bir
döneminde kendi işini kurma
eğiliminde. Bu oran JA-YE’nin
programlarını izledikten sonra
yüzde 84’e yükseliyor.
EUROPEN ise 42 ülkenin üye
olduğu 5000 firma tarafından
desteklenen dünya çapında bir
ağ. Avrupa Sosyal Fonu’nun
1990’dan beri desteğine sahip.
EUROPEN üyelerine, yaratıcı
eğitim araçları sağlıyor, pratik
firma konsepti sunuyor,
üyelerini hükümetler ve özel
kuruluşlar nezdinde temsil
ediyor. Bunun dışında üyelerine
yazılım geliştirme, uluslar
arası ödemeleri kolaylaştırma,
fuarlar- seminerler düzenleme,
iş mektupları hazırlama ve ürün
fiyatlandırma gibi alanlarda
hizmet veriyor.
GELECEKTE GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMİ
NASIL GELİŞECEK?
Girişimcilik eğitimleri giderek
AB’nin temel politika gündeminin
merkezine yerleşiyor. Bu eğilim
halen ulusal, bölgesel ve yerel
düzeylerdeki Avrupa kurumlarına
hızla yayılıyor. Hiç kuşku yok
ki girişimcilik kültürel bir
unsur ve genç insanlardan ve
okullardan başlatılması gereken
bir olgu. Bu nedenle okulların
ve öğretmenlerin motive edilmeye
ve eğitimden sorumlu kurumların
yakın desteğinin alınmasına
ihtiyaç bulunuyor. Bundan
sonraki etapta, bu yaklaşımın
yararlarını artırmak üzere
toplumun her düzeyinde;
politikacılar, kamu görevlileri,
okul yöneticileri, öğretmenler,
veliler ve öğrencileri içine
alan geniş bir kulvarda tutarlı
ve sistematik bir çaba göstermek
gerekiyor.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK POTANSİYEL
GÜCÜ
Eğer ülkemiz, en değerli
hazinesi olan gençliğini beş yaş
grubundan itibaren önümüzdeki
10-15 yıl boyunca girişimcilik
ve yaratıcılık (inovasyon)
odaklı olarak eğitme başarısını
gösterebilirse, AB’ye onurlu
şekilde üye olmaktan da öteye
dünyanın değer vereceği saygın
bir ülke konumuna yükselir. Bu
da her Türk vatandaşını mutlu
etmekten öteye gururlandırır ve
motive eder. Bütün mesele
önümüzdeki 10-15 yılda
gençliğimizi nasıl
eğiteceğimizde düğümlenmektedir.
|